Müvekkilimiz Mehmet Baransu, hayatında hiç görmediği “Egemen Harekat Planı”na ait belgeyi 2010 yılında temin ettiği iddiası ile 2 Mart 2015 tarihinde hukuka aykırı bir şekilde tutuklanmıştır.
4 Mart 2022 tarihinde ise müvekkilimiz Mehmet Baransu, bahse konu belgeyi evvela temin ettiği; ardından o dönem Taraf gazetesi yöneticilerinden Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur isimli kişilerle de bu belgeyi paylaşarak ifşa suçunu işlediği gerekçesiyle konuya dair başkaca delil de olmaksızın 13 yıl hapis cezasına mahkum edilmiştir. Oysa Genelkurmay Başkanlığı “Egemen Harekat Planı” isimli belgeyi 2008 yılında imha ettiğini kabul etmiş ve bunu resmi yazı ile mahkemeye bildirmiş; Çongar, Altan ve Oğur ise “Egemen Harekat Planı” isimli bir belgeyi hayatlarında hiç görmediklerini ısrarla vurgulamışlardır. Anayasa Mahkemesi de 2016 yılındaki kararında bu belgenin hiçbir yerde yayınlanmadığını ayrıca belirtmiştir. Tüm bu somut gerçeklere rağmen ülkemizdeki basın-yayın organları, bu tutukluluğun “Balyoz kumpası davası” ile ilgili olduğuna ilişkin yıllarca gerçek dışı haberler yapmış, yapmaya da devam etmektedirler.
Müvekkilimiz hüküm tarihinde 7 yıl 3 gündür Silivri cezaevinde tutuklu bulunmaktaydı. Yasalarımıza göre 2+5 (yıl) şeklinde tutuklu kalabileceği azami tutukluluk süresi dahi dolduğu halde, müvekkilimiz hakkında kanunsuzca ve pervasızca tutukluluğunun devamına karar verilmiştir. Kamuoyunu doğru ve objektif bilgiler ışığında aydınlatması beklenen basın-yayın organları ise ne acıdır ki “Balyoz Kumpası Davası iddiası ile yargılanan Mehmet Baransu’ya ceza verildi” şeklinde gerçek dışı haberler yapmaya devam etmektedirler.
Bu dosyanın “Balyoz” ile ilgili olmadığına ilişkin somut gerçekleri neredeyse tüm basın-yayın organları ısrarla görmezden geliyor ve haklı haykırışlarımıza kulaklarını tıkama yolunu seçiyorlar.
İstinaf Mahkemesi 10 Ekim 2022 tarihinde Mehmet Baransu hakkındaki hukuka aykırı şekilde tesis edilen cezaların bozulmasına, ayrıca yargılamanın “Balyoz Kumpası” konusu ile ilgili olmadığına ve müvekkilimizin dosya kapsamında tahliyesine karar vermiştir. Ancak, Mehmet Baransu, kamuoyunu yakından ilgilendiren GDO'lu pirinç dosyası kapsamında hala tutuklu bulunmaktadır. Müvekkilimiz, 30 ve 31 Temmuz 2013 tarihlerinde Taraf Gazetesi’nde GDO’lu pirinç soruşturmasının hukuka aykırı bir şekilde kapatılmaya çalışıldığını anlatan iki haber yapmış ve salt bu haberleri nedeniyle 17 Temmuz 2020 tarihinde 19 yıl 6 ay hapis cezasına mahkûm edilmiştir.
Mehmet Baransu, devletin resmi kurumlarının raporlarıyla da kanserojen madde içerdiği belgelenen 361 tonluk GDO’lu pirinçlerin sahte belgelerle ülkemize sokulması konusunu Temmuz 2013’te haberleştirdiği için “cebir ve şiddet kullanarak” hükümeti yıkmaya teşebbüs etmek ve terör örgütü yöneticisi olmak iddiasıyla suçlanmıştır. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, cezaevinde, hücresinde, bu haberleri nedeniyle tutuklanmış ve 17 Temmuz 2020 tarihinde GDO’lu pirinç haberi nedeniyle 19 yıl 6 ay hapis cezasına mahkûm edilmiştir. Lütfen, şaka yaptığımızı veya abarttığımızı düşünmeyiniz. Halkın sağlığının önemsenmesinin ve kamuoyunun aydınlatılmasının cezası tam olarak 19 yıl 6 ay olmuştur.
Mehmet Baransu’nun, GDO’lu haber yazıları nedeniyle 19 yıl 6 ay hapis cezasına mahkûm edilmesine ve hala cezaevinde tutulmasına neden olan soruşturma ve yargılama süreci ise bugüne kadar karşılaşmadığımız ibretlik hukuksuzlukları gözler önüne sermiştir. Dosyadaki soruşturma ve “delil” toplama sürecinin, dosyada müşteki ve müdahil sıfatına sahip polisler tarafından yürütülmüş olması; müşteki/müdahil polisler ve avukatlar tarafından dosyanın “en önemli tanığına” “üzerine cinayet yıkarız” tehdidiyle yalancı tanıklık yaptırtıldığının dosyaya giren ses kayıtları ile ortaya çıkmış olması, yaşanılan fahiş hukuksuzluklara ait sadece birkaç örneği teşkil etmektedir.
Bugün, müvekkilimiz 8 yıl 2 aydır tutuklu bulunmaktadır. Hala devam eden bu tutukluluğunun sebebi ise kanserojen madde içeren GDO’lu pirinç soruşturmasının üstünün kapatılmaya çalışıldığına dikkat çeken iki adet gazete yazısıdır.
Korku veya başka saiklerle sessiz kalınan hukuksuzlukların, bumerang misali bir gün kendimize de uygulanabileceği ülkemizde defalarca tecrübe edilmiştir. Müvekkilimiz Baransu’nun, yasalarımıza ve evrensel hukuka açıkça aykırı şekildeki tutukluluğuna insani ve vicdani sorumluluk gereği daha fazla sessiz kalmamanızı rica ediyoruz.
Bu mailin ekinde, müvekkilimizin GDO dosyası kapsamında hazırladığı ayrıntılı bir dava özeti bulunmaktadır. Dava özetinde verilen her bilgi, yine dava dosyasında bulunan belgelerle desteklenmiştir.
Saygılarımızla
Savunma ekibi