Skandal 18

Abimin daha önceki savunmalarında; ifadesinde olmayan beyanatların varmış gibi haberleştirilmesini ve askeri savcılığa verdiği ifade tarihinin 1 ay öne çekilerek komplo kurulmasını müteakip, bu iftirayı araştırmayan bir savcının talimatıyla tutuklandığını belirtmiştim. Kurguladıkları bu kumpas tutmayınca eski eş ve kömürlükte bulunduğu söylenen CD planını devreye sokmuşlardı. Ancak, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 12 Aralık 2019 tarihli duruşmasına tanık sıfatıyla katılanlar çarpıcı itiraflarda bulundular. Bu itiraflar aynı zamanda dava sürecimle iligili suçlamalara dair hukuk cinayetlerine bir yenisini daha ekliyor. İşte söz konusu itiraflara ilişkin başlıklar...

SAYFALARCA TUTANAĞI İÇERİKLERİNE BAKMADAN İMZALADIM

Eski eşi Esra Konur:

  • “Balyoz Ekler-2” CD’sinin çıktığı söylenen kömürlüğe ilişkin aramayı gerçekleştiren polislerce yasal haklarına dair bilgilendirmede bulunulmadığını, 
  • Polislerin kendilerine “ARAMA YAPILIRKEN BURADA OLMANIZA GEREK YOK” dediklerini,
  • Dolayısıyla, avukatının bahse konu aramaya muvafakat etmediğini, kendisinin de aramanın büyük bir bölümüne katılmadığını,
  • Anılan aramanın gece 02.30’a kadar sürdüğünü ve SAYFALARCA TUTANAĞI İÇERİĞİNE BAKMADAN İMZALADIĞINI,

ifade etti.

FETÖ’YLE İLGİLİ BİR DURUMA ŞAHİT OLMADIM

Eski eş Konur ilave olarak, polis ve savcılıktaki aleyhe ifadelerinin kendisine ait olmadığını, söz konusu tutanakları da okumadan imzaladığını söyledi.

Bunların yanı sıra, abim ile tanışma sürecine ilişkin açıklamalarda bulunan Konur, abimin FETÖ irtibatının bulunmadığını belirtti:

Mehmet ile İstanbul’da bir İngilizce kursunda tanıştık. Ben öğrenciydim, kendisi de yeni mezundu. 2001 yılında evlendik. Tanıştığımız dönemde Mehmet’in FETÖ irtibatı izlenimi yoktu. Evlendikten bir hafta sonra dil öğrenmek için Amerika’ya gittik [abim o dönem babamın satın almış olduğu evi ipotek ettirerek dil ve yüksek lisans eğitimi için ABD’ye gitmişti]. 3 yıl sonra döndük. Ben FETÖ’yle ilgili bir duruma şahit olmadım” dedi.

Konur ayrıca, “Cemaatle ilgili hiçbir somut şey görmedim. Amerika’ya biz dil öğrenmek için gittik. Mehmet, Amerika’da ağır işlerde de çalıştı. Evet Türkiye’de Cihan’da da çalıştı. Taraf Gazetesine geçti. Tuncay Opçin’le görüştüğünü biliyorum Mehmet’in ancak ben sadece bir kez hastanede gördüm. Benim gözümle gördüğüm bir şey yok” diye ilave etti.

MAALESEF ANNEM İHBAR ETMİŞ

Evinin deposundaki aramalara ilişkin ise Konur şunları söyledi: “Boşandığımız gün, Mehmet’i birlikte oturduğumuz evin sığınağındaki eşyaları almaya çağırdım. Bir kısmını aldı. Bir kısmı kaldı. Kalan eşyaları görevliyle beraber sığınağa indirdik. Maalesef ki, annem ihbar etmiş. ‘Burada belgeler var’ demiş. Polisler arama yaparken biz baştan sona kadar orada yoktuk. Avukatlarım şahitlik etmemiştir. Bir gün önce Mehmet gözaltına alınmıştı, çocuklar iyi değildi. Ben çocuklarımın yanındaydım. Ondan sonra sayfalarca tutanak imzaladım. İçeriğine bakmadım” dedi.

ARAMA ESNASINDA KAMERA KAYDI ALINMADI

Duruşmaya tanık olarak katılan apartman görevlisi Bülent Çakmak; arama yapılan kömürlüğün tamamiyle kişiye özgü kapalı bir alan olmadığını, APARTMANA GİREN HERKESİN RAHATLIKLA ERİŞEBİLECEĞİNİ ifade etti.

 “Yapılan ARAMA kamera yahut başka bir şekilde KAYIT ALTINA ALINMADAN GERÇEKLEŞTİRİLDİ. Apartmanın hemen önündeki parkın mobese kameraları ise yaklaşık 1 yıl evvel söküldü” diye açıklamalarına ilave etti.

TUTANAĞI OLAY MAHALLİNDEN UZAK BİR YERDE VE POLİS OTOSUNDA İMZALADIM

Çakmak ayrıca, aramaya ve sonrasına ilişkin hukuk tarihine geçecek çarpıcı itiraflarda bulundu:

Polisler bana arama esnasında kömürlükte bulunmamıza ve aramaya iştirak etmemize gerek olmadığını, arama tutanağının imzalanması için de beni daha sonra telefonla arayacaklarını söylediler.”

Aramanın gece 02.30 sularında bittiğini öğrendim. Ancak, POLİSLER ARAMA TUTANAĞINI BANA OLAY MAHALLİNDEN UZAK BİR YERDE VE POLİS OTOSUNDA SABAH SAAT 07.00 CİVARINDA İMZALATTILAR.”

BEN KENDİSİNİ HER DAİM GAZETECİ OLARAK BİLDİM

Diğer bir tanık olarak dinlenen eski Kayınpeder Ömer Konur ise “Mehmet’in FETÖ’yle ilgili bağlantısına hiçbir zaman şahit olmadım. Ben kendisini her daim gazeteci olarak bildim. Arama esnasında bulunmadım, zira polisler aramada bulunmamıza gerek olmadığını söylediler” dedi.

Abim hakkında hazırlamış oldukları iddianame tel tel dökülüyor olmasına rağmen, dava maalesef 8 Nisan 2020 tarihine ertelendi.